Merhaba dünya!

Welcome to WordPress.com. This is your first post. Edit or delete it and start blogging!

Genel içinde yayınlandı | 1 Yorum

SENİ UNUTMAYACAĞIZ….

BARIŞ MANÇO içinde yayınlandı | Yorum bırakın

KRONOLOJİK BARIŞ MANÇO HAYATI

1943

İstanbul Zeynep Kamil Hastanesi’nde doğdu.

1958

15 yaşındayken, "Kafadarlar" adlı ilk müzik grubunu kurdu.

1960

İkinci müzik grubu olan "Harmoniler"i kurdu.

1962

İlk 45’liğini çıkardı.

1963

Desen ve grafik sanatları eğitimi almak için Belçika’ya gitti.

1964

Fransa’da üç şarkılık sansasyonel bir 45’lik plak çıkardı.

1966

Paris’te iki yeni 45’lik plak daha çıkardı.

1969

Türkiye’ye döndü ve Mazhar Alanson – Fuat Güner ile birlikte "Kaygısızlar" grubunu kurdu.

1970

"Dağlar Dağlar" adlı şarkının sözlerini yazdı.

1971

Amasya’da askerlik yılları başladı.

1972

"Kurtalan Ekspres"grubunu kurdu.

1975

"Baba Bizi Eversene" adlı ilk ve tek sinema filmini çekti.

1976

Belçika’da Kurtalan Ekspres ile birlikte "Nick The Chopper" adlı albümünü çıkardı. Bu albüm tüm Avrupa’da büyük yankı uyandırdı.

1979

Yılın Erkek Sanatçısı, Yılın Bestecisi, Yılın Grubu ödüllerini aldı.

1981

"Sözüm Meclisten Dışarı" adlı albümün çıkması ile birlikte Barış Manço bir tutku haline geldi.

1983

Yılın en iyi pop müziği sanatçısı seçildi. Aynı yıl, "Kazma" adlı şarkısıyla Eurovision’a katıldı ve elendi.

1984

Türkiye’de, Belçika’nın reklamını yaptığı için müzik elçisi seçildi.

1988

30.Sanat Yılını, "Ful Aksesuar ’88 Manço Sahibinden İhtiyaçtan" adlı albümüyle kutladı. Ayrıca, 7’den 77’ye adlı efsane tv programı yayın hayatına başladı.

1989

TRT tarafından yılın en başarılı pop müzik sanatçısı seçildi.

1990

"Darısı Başınıza" adlı albümü ile birlikte, başarılarının doruk noktasına ulaştı.

1991

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı Ünvanı’na layık görüldü.

1996

Japonya’da büyük bir konser vererek, "Live In Japan" adlı albümünü çıkardı.

1998

Aralık 1998’de 7’den 77’ye programının 378. bölümünü çekerek, Türk Televizyon tarihinde bir rekora imza attı. Bu, efsane tv programının son bölümüydü.

1999

"Mançoloji" albümünün çalışmalarına başladı. Ancak, "Ömrümün Sonbaharında" şarkısında dediği gibi, son şarkısını tamamlayamadan hayata veda etti.

 

  • 1970’li yıllarda başlayan folk müziği rüzgarı, müzik dünyasına çok önemli isimler kazandırmıştı. Hümeyra, Esin Avşar, Barış Manço, Cem Karaca, Modern Folk Üçlüsü, Fikret Kızılok, Bora Ayanoğlu gibi. Bu yıl Barış Manço bu akımı doğrular bir biçimde Dağlar Dağlar şarkısı büyük bir çıkış yapmıştır.
  • 1970 Dağlar Dağlar/ yılın bestesi.
  • 1970 Derule / yılın düzenlemesi.
  • 1971 Yılın erkek sanatçısı Aynı yıl Cem Karaca’nın söylediği Dadaloğlu, yılın düzenlemesi ödülünü kazanmıştı.
  • 1971 İşte Hendek İşte Deve, yılın bestesi.
  • 1972 Yılın erkek sanatçısı.
  • 1973 Yılın erkek sanatçısı Aynı yıl, Nilüfer, yılın kadın sanatçısı.
  • 1973 Hey Koca Topçu/yılın düzenlemesi.
  • 1973-1974 yıllarında, Kurtalan Ekspres/ yılın topluluğu.
  • 1973yılında SES Dergisi’nin Mayıs ayındaki araştırmalarına göre ayın altın sesleri: Barış Manço, Kalk Gidelim Küheylan ile Cem Karaca, Erol Büyükburç, Fikret Kızılok, Ersen, Kadın Sanatçılarda; Füsun Önal, Senden Başka ile,Ajda Pekkan,Şenay ve Selda. Bu yıl sinemadan birçok ismin sahnelere geçmesi ile de çok önemlidir. Bu isimler arasında, Sevdağ Ferdağ, Fikret Hakan, Murat Soydan, Fatma Girik, Selma Güneri, Sadri Alışık, Ekrem Bora sayılabilir.
  • 1973 yılı birçok Türk sanatçısının Avrupa’da şanslarını denedikleri yıldır. Esin Avşar; Türk folkundan iki Fransızca parça yaptı, Hümeyra; Karacaoğlandan aldığı 2 bestesini plak yaptı. Diğerleri, Timur Selçuk, Ayla Algan, Tülay German’dır. Ajda Pekkan 4 yıl boyunca Parisde yaşadı. İlk yaptığı plak yirmibin civarında satmıştır. Barış Manço, tek başına ve uzun soluklu yaptığı çalışmaların kalıcı ve ve çok önemli olduğu yıllar sonra daha iyi anlaşılacaktı.
  • 1974 Cem Karaca’nın söylediği Namus Belası, yılın bestesi.
  • 1974 Kurtalan Ekspres/ Yılın Topluluğu.
  • 1975 En çok dinlenen şarkılar listesinde, Barış Manço 2023 ile birinci sırada, Tanju Okan, Benim Halkım ile ikinci sırada, Şenay, Açıl Susam Susam ile üçüncü sırada yer almaktadır.
  • 1979 Yılın erkek sanatçısı.
  • 1979 Yeni Bir Gün/ Yılın şarkısı.
  • 1980 Hey Dergisinin anketine göre, Barış Manço 3695 oy ile yılın şarkıcısı İkinci, Edip Akbayram, üçünçü, Erol Evgin seçilmişlerdir. Kadın sanatçılarda, Ajda Pekkan 4100 oy ile birinci, Nüket Duru ikinci, Sezen Aksu üçüncü sırada yer almaktadır. 1981 Barış Manço/ Yılın erkek sanatçısı, Arkadaşım Eşşek/ Yılın şarkısı, Kurtalan Ekspres/ Yılın topluluğu Hey Dergisinin düzenlediği ve Barış Mançonun birinci olduğu geleneksel ödül töreni konseri Şan Tiyatrosunda yapıldı. Bu törene, Nur Yoldaş, Saki ve Sultaniyegah şarkıları ile, Sezen Aksu, Kaybolan Yıllar ve Firuze şarkıları ile katıldılar.
  • 1982 Barış Manço yine en iyi erkek sanatçı seçilir onu, Erol Evgin ve Neco izlemektedir. Kadın sanatçılardaki sıralama ise, Zerrin Özer, Nüket Duru ve Sezen Aksu dur.
  • 1982 yılında ayrıca 45’liklerde Ali Yazar Veli Bozar İle Barış Manço liste başı, 33’lüklerde Ajda Pekkan Sen Mutlu Ol ile birinci, Sözüm Meclisten Dışarı ile Barış Manço ve Kurtalan Ekspres ikinci sırada yer almaktadır.

——————————————————————————–

Ünvanları:

  • Türkiye Cumhuriyeti: Devlet Sanatçısı Ankara (1991)
  • Hacettepe Üniversitesi: Onursal Doktora Ankara (1991)
  • Soka Üniversitesi: Uluslararası Kültür ve Barış Ödülü Tokyo, Japonya (1991)
  • Belçika Krallığı: Leopold II Şövalyesi nişanı Brüksel, Belçika (1992)
  • Fransa Devleti: Edebiyat ve Sanat Şövalyesi nişanı Paris, Fransa (1992)
  • Pamukkale Üniversitesi: Onursal Doktora Denizli (1995)
  • Min-On Sanat Vakfı: Yüksek Şeref Madalyası Tokyo, Japonya (1995)
  • Liege Prensliği: Onursal Hemşehrilik Beratı Liege, Belçika (1997)

 

BARIŞ MANÇO içinde yayınlandı | Yorum bırakın

Entellektüel boyut röportajı 13/04/1998 ders alınacak sözler.. BARIŞ MANÇO diyor ki;

Barış Manço diyor ki…

Dünyanın en iyi anlatım dilinin anadilim olduğuna inanıyorum. Türkçe’nin çok muazzam bir esnekliği olduğunu düşünüyorum. İki buçuk yaşındaki çocuğun anlayabileceği şekilde de anlatabiliyorum şarkılarımı. Kırk yıl kafasını çalıştırsa da bu "adam ne demek istiyor?" diye zorlanılacak şekilde de anlatabiliyorum.

-Biz, kelimelerle, melodilerle, ezgilerle direkt gönüllere girme savaşı veriyorduk. Zaten gönüllere girseniz çıkmıyorsunuz. Şimdiki arkadaşlarımızın kavgaları gönle girmek değil, insanların eklem yerlerine hitap ederek gözlerine girmek sadece. Adı üzerinde zaten; göze girenler de hemen gözden çıkıyor.

-İstanbul doğumluyum; Galatasaray Lisesi’nde okudum; Belçika Kraliyet Akademisi’ni bitirdim. Otuz sene Fransızca konuştum. Bu açıdan bakılınca batı kültürü ile yetişmiş bir adam olarak görünüyorum. Anadolu topraklarını ilk olarak 19 yaşındayken gördüm. 55 yıllık yaşamımın büyük bir bölümünü yabancı ülkelerde konuşarak ve yaşayarak geçirdim. Ona rağmen hâlâ kendi dilimden, kendi dînimden ve halkımdan kopmadım. Diğer insanlar 15 günlük tura gidince hemen dönüyorlar ve gittikleri ülkenin dili ile konuşuyorlar. Ben dilimi 35 yıldır bozamadım 15 günde bir insanın dili Türkçe’den kayabiliyorsa o insanın geninde bozukluk vardır. Bakıma ihtiyacı vardır böyle insanın. Geçen Ramazan ayında Kudüs’teki çekimlerimde Kudüs’te yaşayan, Anadolu’dan 80 sene önce göçmüş bir Ermeni ailesi bizi iftara davet ettiler. Biz bunu Ramazan ayında yayınladıktan sonra bir sürü vatandaşımız tekrar yayınlanmasını istediler. Burada garip olan şu: Bu aile 80 sene önce Türkiye’den göçmüş; anne-baba ve çocuklar orada doğmuşlar. Torunlar da orada doğmuş ve senden benden iyi Türkçe konuşuyorlar. İnsanları etkileyen de sanırım bu durumdu. Ama öte taraftan İstanbul’lu bir aile 15 günlüğüne Venedik’e gidiyor. Bir bakıyorsun dili dönmüş.

-Türkiye’de spor neyse müzik de odur. Türkiye’yi idare edenler ne kalitedeyse müzik de odur. Türkiye’nin bakkalı ne kadar namusluysa müzik de odur. Bu imparatorluğu biz yapan değişik unsurların birbirine saygısından kaynaklanan bir ortamdan geliyorum. Her sabah siftah yaparken bizim esnaf birbirine hayrlar dilerdi. Siftah yaptıktan sonra gelen müşteriyi komşusuna gönderirdi. Şimdi böyle bir toplum var mı? O esnaf market oldu. Zaten benim zamanımda hatırlamıyorum bir futbol maçında olay çıksın. Bugün her futbol maçında olay çıkıyor. Tribünde çıkmasa sahada çıkıyor. Böyle topluma böyle müzik olur. Mecliste şimdi kavga ediliyor. Bizim zamanımızda en fazla sıra kapaklarına vurulurdu. Şimdi meclisimizde tekme-tokattan geçilmiyor. Bu böyle gitmeyecek tabiî. Her hareket kendi alternatifini ortaya çıkarır. Her reaksiyon kontra reaksiyon getirir. Devamlı bir bozulmayı hiç bir toplum kaldıramaz.

-Hafızasına aldığını başkalarına da aktarabilene entelektüel denir. Entelektüel olmak mecburiyetindeyiz. Ama kafana yerleştirdiklerini anlatmazsan insanlara o zaman entelektüel değilsindir. Koca koca adamlar var 70-80 yaşında hâlâ kitap yazmıyorlar. Koca bakanın anıları var. Bu adam anılarını mezara götürüyor. Bu doğru değil. Keşke hepimizin, 60 milyon insanın kitabı olsa. Herkes kendi hayat öyküsünü anlatsa; biz bunu okusak da faydalansak. Mesela ben bütün edindiğim tecrübelerimi insanlara aktarmaya çalışıyorum. Şu anda muhteşem bir olay var. Kamera, tv, video gibi onları kullanıyorum. Benim derdim dünyayı gezmek değil. Öyle bir kaygım yok. Kimse evinin sıcak rahatlığı varken öyle kutuplara, ekvatora gidip dolaşmaz. İnsanlar arasında iletişim köprüsü kurmanın yaşamımdaki görevim olduğuna inanıyorum.

-Şimdi bakın herkes korkuyor; "ya Cezayir olursak, ya İran gibi olursak?". Biz hiç bir zaman öyle olmadık ki şimdi olalım. Bu ülkede garip bir paradigma var. Bilmeden konuşuyor insanlar. İslami tarihimizi bilmiyoruz. Hâlâ kalkıp kendi toplumumuzu ona buna göre ölçüyorlar. Türban kavgaları da buradan kaynaklanıyor. Kimse alınmasın ama gerçek böyle. Sen bana karışmazsan ben sana niye karışayım. Ne yapacak bu yaştan sonra; cebinde parası yok; okumak zorunda. Ülkücüsü de solcusu da haklı. Hepsi, kendi kafasına göre ülkeye hizmet etmek istiyor. Dünyanın en güzel gençliği var şu anda Türkiye’de. Gençlere hep kızıyorlar. Bizim zamanımızda da kızıyorlardı. Sağcısıyla solcusuyla türbanlısıyla sakallısıyla bunlar bizim evladlarımız.

-Kimse dünyaya sebepsiz gelmiyor. Yaradan bizi belli işleri yapsın diye göndermiş dünyaya. Çocuklara hizmet etmek de benim görevlerim arasında. Benim içimdeki çocuk hiç büyümüyor. Kendimin büyümediğini hissettiğim için çocuklarla hep birlikteyim.

-Biz ülke olarak teşekkür etmeyi bilmiyoruz. Teşekkür Arapça "şükran"dan gelir. Lütfen de Farsça’dan geliyor. Türk’ün lügatinde bir şeyi isteyerek almak yok. Öyle hani lütfen verir misin deyip arkasından da teşekkür etmemişiz. Bu bizim bir yaramız; yaraları ortaya koyup teşhir etmez isen önleyemezsin. Sevincimizi nasıl ifade edeceğimizi bilmiyoruz. Maçtan takım galip çıkınca penceredeki masum vatandaşı vurabiliyoruz. Neymiş takım gol atmış. Yerin dibine batsın böyle gol. Düğünlerimizde de böyle. Ancak gençlerden ümitliyim. Hem politik-ideolojik görüşlerinden hem duygusal renklerinden. Çünkü hepsi farklı. Bu gençlerin babaları tek tipti.

-Ortaya bir şeyler koyuyorsam bunların ileriki kuşaklar tarafından bilinmesini istiyorum. Bu da ancak yazı yoluyla olacak. O açıdan ben söyleşilere büyük önem veriyorum. Televizyon söyleşilerine o kadar sıcak bakmıyorum. Bunlar, yazılı kaldığı için daha önemli.

Genç istidat Baki Günay’ın Merdiven Sanat’ın nisan sayısında Barış Manço ile yaptığı mufassal mülakatın usaresi…düşünen, arayan, araştıran beynini yoran sanatçılar; şüphesiz ki istisnaî değerler. Onlar, hayat görüşlerini nesildaşları ve sonrakilerle paylaştıkça bu yolda yeni çığırlar açılır. Düşünme ve teklif üretme külfeti herkesin borcudur. Madem ki insansın; insanlara karşı borçların var…

 

 

BARIŞ MANÇO içinde yayınlandı | Yorum bırakın

aşk…

Aşk bazen her şeyi göze alıp peşinden gitmeyi gerektirir… bazen de kalıp sadece onun gitmesini izlemeyi… bazen sevdiğini sadece sen bilirsin bazen tüm dünya ya duyurmak istersin sesin cıkmaz bazen sesin çıkar söyleyecek bir şeylerin olmaz… bazen aşkına sahip çıkmak istersin her ne olursa onu başkasıyla da görsen başkasının olduğunu bilsen de bir gün mutlaka senin olacağını düşünürsün…

 

Aşk sevdiğine her halde sahip çıkmak demektir… sevgi sevdiğini kaybetsen de sevmeye devam etmen demektir… aşk uçsuz bucaksız bir denizdeki yolculuk gibidir her an vazgeçebilirsin fakat biri o yolculuğun gerçekten güzel olduğunu gösterirse ömür boyu devam etmek istersin eder misin?  belli olmaz belki yarı yolda bırakıp geri dönersin hiç belli olmaz ama mutlaka o yolculuğa çıkarsın…

 

HAYATI NE OLDUM DİYE DEĞİL NE OLACAĞIM DİYE GEÇİRMEK GEREKİR… UNUTMA YAŞADIĞIN BU GÜNÜN TEKRARI YOKTUR!!!…

 

HAYAT GERİDE BIRAKTIKLARINA ÜZÜLECEĞİN KADAR UZUN OLMASA DA YAŞAYACAĞIN MUTLULUKLARI SİNDİRMEN İÇİN BAYA UZUN…

aşk.. içinde yayınlandı | 2 Yorum

SENİNLEYKEN……

BU DÜNYADA EN BÜYÜK CEZA SEVİLEMDEN SEVMEK OLSA GEREK… SEVGİNİN TEK BAŞINA YETERLİ OLMADIĞINI BANA SEN ÖĞRETTİN.SIRF SEVDİĞİM İÇİN KATLANDIM SANA.KENDİMİ ZORLADIM.ARAMADIĞIN ZAMAN BAHANELER BULUP AVUTTUM KENDİMİ; ETTİĞN TATLI SÖZLERİVE BİRKAÇ GÜZEL ANIYI DÜŞÜNEREK TESELLİ OLDUM.O ELA GÖZLERİNE BAKMAK,SESİNİ YENİDEN DUYMAK İSTİYORUM. ÇÜNKÜ SENİ ÇOK AMA ÇOK SEVİYORUMMMM…

 

SENİNLEYKEN;
ALLAH’IM GECELER NE KADAR AYDINLIKMIŞ MEĞER, YILDIZLAR NE KADAR PARLAK… AY BU KADAR PÜRÜZSÜZ MÜYDÜ? GÜNEŞ BU KADAR ISITIR VE YAĞMUR YAĞMASI BU KADAR HUZUR VERİR MİYDİ İNSANA… YANLIZLIK BU KADAR MI KÖTÜYMÜŞ MEĞER; HAYRET NE KADAR DA HOŞUMA GİDERDİ… BAHAR BU KADAR MI GÜZELDİ, GÜL NASILDA GÜZEL KOKARMIŞ… KÖŞEDE Kİ BOYACI ÇOCUK NE ŞİRİNMİŞ MEĞERSE…ŞARKI SÖYLEMEK, BAĞIRMAK ,KOŞMAK, HAYKIRMAK SOKAKLARDA MÜMKÜNMÜŞ, OLASIYMIŞ… İNSAN UYUMADAN, YEMEDEN ,İÇMEDEN DE YAŞARMIŞ… SEVERMİŞ NEFRET ETTİĞİNİ, SEVDİĞİNDEN DE NEFRET EDEBİLİRMİŞ…YAŞAMAK NE KADAR DA GÜZELMİŞ. YENİ BİR GÜNE UYANMAK, GECE UYUMADAN YILDIZLARI SAYMAK VE HATTA YILDIZLARDAN BİR TANESİ KAYAR DİYE BEKLEMEK…HATTA BEYAZ YALANLAR BİLE SÖYLERMİŞ İNSAN…BİR ŞEY VEYA BİR AN İÇİN; BİN ŞEYDEN VAZGEÇE BİLİRMİŞ…HAYIR DEMEDEN DE YAŞANIRMIŞ. “SENİ SEVİYORUM” SÖZÜ “GÜNAYDIN,MERHABA, NASILSIN….” GİBİ GEREKLİ SÜREKLİ SÖYLENEN BİR SÖZMÜŞ…. VE BU SÖZÜ DUYMAK NE KADAR DA GÜZELMİŞ…BİRİSİYLE EL ELEYKEN KOŞMAK YORMAZMIŞ İNSANI… KORKU DİYE BİR ŞEY YOKMUŞ; CESARETMİŞ HERŞEY…BELEDİYE OTOBÜSLERİYLE BİR YERE GİTMEK,DURAKTA BEKLEMEK NE KADAR DA ZEVKLİYMİŞ…ARKADAŞSIZDA OLURMUŞ VE BİR KİŞİ YETERMİŞ İNSANA…KUP KURU BİR GEVREK YETERMİŞ, RESTORAN YEMEKLERİNE…YAŞAMAK NE KADARDA GÜZELMİŞ.
ASLINDA O KADAR ÇOK ŞEY VAR Kİ; ASLINDA VAR OLUPTA BENİM FARKINA VARAMADIĞIM, YA DA VAR OLDUĞUNU SANDIĞIM ŞEYİN ASLINDA YOK OLDUĞU…SADECE TEŞEKKÜR EDİYORUM SANA… BENİ YENİDEN HAYATA KAZANDIRDIĞIN İÇİN….
ŞİMDİ HAYATI SENİ BANA VERDİĞİ İÇİN ; SENİ İSE HAYATIMA ANLAM VERDİĞİMN İÇİN SEVİYORUM…

 

baris_2025 ÜçÜnCü Ve SoN yOlCuLuK.... içinde yayınlandı | Yorum bırakın